Yeniden yapılanma veya yeniden yapılanma: Vergi idaresi ve denetimi için işte bütün mesele bu
View/ Open
Date
2002Author
Gökbunar, Ramazan
Tezcan, Keramettin
Utkuseven, Ahmet
Metadata
Show full item recordAbstract
Rasyonel bir vergi sistemi oluşturmak amacıyla vergi sisteminin
yeniden yapılandırılması sürekli gündemde olan bir konudur. Son
yıllarda yüksek oranlı vergilere, vergi bürokrasisine tepki ile daha fazla
gelir elde etmeye yönelik vergi politikalarına karşı kamuoyu
hoşnutsuzluğu giderek artmaktadır. Büyüyen kamu harcamalarının
karşılanabilmesi için yeni mali kaynaklara ihtiyaç duyulması, vergi
sisteminin karmaşıklaşması, vergi yüklerinin çeşitli kesimler üzerindeki
dağılımının adaletsiz hale gelmesi, yüksek marjinal vergi oranlarının
ekonomik kararları olumsuz etkilemesi, kayıtdışı ekonominin büyümesi,
mevcut vergi sisteminin ekonomideki yapısal katılıkları artırması vb.
nedenler dolayısıyla vergi reform talepleri artmıştır.
Vergi sistemi kavramı vergi yasaları kadar, bu yasaları
uygulamak durumunda olan “vergi idaresi” ni ve bu yasaların hukuki
denetimini yapan “vergi yargısı”nı da kapsamaktadır. Ekonomik yapıyı
ve vergi tekniğine ilişkin sosyo-psikolojik koşulları dikkate alarak
mevcut amaçlarla optimum biçimde uyum sağlamış rasyonel bir vergi
sisteminin oluşturulması tüm ülkelerde sürekli gündemdedir.
Günümüzde özellikle gelişmekte olan bir çok ülke, kamu
harcamalarını finanse etmek için yeterli vergi geliri toplayamamaktan
dolayı, önemli boyutlarda mali sorunlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle,
özellikle son yıllarda hemen hemen bütün ülkelerde vergi sisteminin
basit, adil ve etkin hale getirilmesi yanında, vergiyi tabana yaymak,
vergi matrahlarını yükseltmek ve daha fazla vergi toplamak için vergi
idaresinin etkinliğinin artırılması açısından önemli çalışmalar
yapılmaktadır.
Bir ülkede, mükelleflerin vergi sistemine olan güvenini
oluşturabilmenin en önemli koşullarından biri, mükelleflerin vergi
idaresinin etkin olduğuna inanmalarının sağlanmasıdır. Bu nedenle,
vergi idaresinin yeniden yapılandırılması, gelişmekte olan ülkelerde
olduğu kadar gelişmiş ülkelerde de sürekli gündemde tutulan önemli bir
sorundur.
Yapısal açıdan vergi idaresi, vergileme olayının uygulandığı bir
organizasyon ve bir kadrodur. Geniş anlamıyla, vergi yasalarının
hazırlandığı, görüşülüp karara bağlandığı, yasalaştıktan sonra bunların
uygulandığı, uygulama sonuçlarında ortaya çıkan uyuşmazlıkların
çözüme bağlandığı bütün kuruluşlar, personel ve araçlar vergi idaresinin
yapısal yönünü oluşturur. Ülkemizde vergileme gayretlerinin azlığı,
vergi uygulamalarında başarısızlık ve vergi kaybının önlenememiş
olması, vergi idaresinde yeniden yapılandırma çabalarının
yoğunlaştırılmasının gereğine dikkatleri çekmektedir.
Ülkemizde son yıllarda makroekonomik dengelerin
bozulmasında ve istikrarsızlığın giderek kronik bir hal almasında temel
faktör kamu açıklarıdır. Kamu açıkları sorununun kaynağında kamu
harcamaları ile gelirleri arasındaki dengenin kurulamaması yatmaktadır.
Kamu harcamalarında etkinliğin sağlanamaması ve savurganlığın
önlenememesi sorununun bir yönünü oluştururken, etkili olmayan vergi
uygulamaları ve vergi idaresinin yeniden yapılandırılamaması ise diğer
yönünü oluşturmaktadır.
Vergi kaçakları önlenebildiği takdirde, Türkiye bugün topladığı
vergilerin en az %80 fazlası kadar (GSMH’nm %13.7’si) vergi
toplayabilecek kapasitededir. Mevcut vergi oranları ile GSMH’nin
%30.5’i kadar vergi toplanabilmesi mümkündür. Ancak takip edilen
yanlış politikalar nedeni ile vergi gelirlerini artırmada etkin önlemler
alınamamış ve artan bütçe harcamalarının - özellikle yakın yıllarda -
borçla finanse edilmesi yolu seçilmiştir. Siyasi otoritelerin
basiretsizlikleri yüzünden vergi potansiyelinden yararlanamayan
ülkemiz, kıt kaynaklarını da verimli bir şekilde kullanamamaktadır.